Müzemizin bu bölümünde paranın tarih içerisinde değişimi gözler önüne koyulmaktadır…
Ekonomi kitapları paranın üç fonksiyonu olması gerektiğini yazarlar:
- Hesap birimi olması
- Değişim aracı olarak kabul edilmesi
- Varlık saklama görevi olması
İşte biz de bu fonksiyonları yerine getiren ve tarihin değişik süreçlerinde para olarak kabul edilmiş objelerden ilginç bir koleksiyon sunuyoruz…
Batı Afrika' da ve Nijerya sahillerinde Portekiz ile yapılan ticarette en yaygın değişim aracı olarak bronz veya Afrika'nın kırmızı altını olarak bilinen bakırdan yapılmış “manilla” adı verilen bilezikler kullanılmaktaydı. Manilla bilezikler takriben beşyüz yıl boyunca Avrupalı tacirlerin en yaygın olarak kullandıkları ödeme aracı oldu… Atlantik ötesi esir ticaretinde de kullanılmış olan manillalar 1940'lara kadar para yerine kabul edilmekteydi. 1 manilla, bir fil dişi ile takas edilebilmekteyken, 8-10 manilla karşılığında bir esir satın alınabilmekteydi. Ne kadar acımasız bir dünyada yaşıyoruz…
Birçok lisanda madeni para veya bozuk para anlamında kullanılan “cash” kelimesi, MÖ 4 yy dan itibaren Çin ve Uzak Asya ülkelerinde kullanılan ortasında kare şeklinde bir delik olan paralara verilen bir isimdir. Çin Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına kadar iki bin yıldan uzun bir süre benzer paralar kullanılmıştır. Bakır veya pirinç alaşımlardan döküm tekniğiyle yapılan düşük değeri olan cash paralar, ortasındaki deliklerden ip geçirilmekte ve yüzlük birimler halinde daha değerli olarak işlem görmekteydi. Binlik bir cash dizisi tael adı verilen gümüş paraya denk gelmekteydi… Herhalde o günler onlarca dizi ile alışverişe gitmek bugünkü kadar keyifli olmazdı…
Togo ve Ghana'nın belli bölgelerinde, MÖ 500 yıllarından itibaren, kuvartz taşlardan yapılmış dairesel, ortasında bir delik bulunan, 3 - 10 cm çapında taşlar, iktidar ve güç getireceği inancıyla kullanım alanı bulmuştur. Bu taşlar 19. Yüzyıldan itibaren yaygın olarak ticari işlemlerde de kullanılmıştır. Bu taşların fırtınada yağmurla beraber düştüğüne inanıldığından, “sokpe” (şimşek taşı) olarak da isimlendirilmiştir. Mikronezya’nın Yap Adası’nı ziyaret ettiğinizde, herbiri birkaç ton ağırlığında olduğu için taşınamayan ancak satılarak el değiştiren ortasında delik olan dairesel taş paralarla karşılaşırsınız… Tabii ki bugün Yap’lı tüccarlar taş para yerine dolar tercih etmekteler…
I. Dünya Savaşı sırasında bazı ülkeler toplumlarının bozuk para ihtiyacını karşılayacak paraları basmakta zorlandılar. Bunlardan biri de Avusturya’da Viyana ormanları içerisindeki Hadersfeld şehriydi. 1920 yılında Hadersfeld belediyesi esnaflarının zor durumda kalmasını önlemek için belediye başkanı imzasıyla, Ungarholz kontrplak tesislerinde ahşap üzerine basılı bozuk paralar üretmiştir. Koleksiyonerler için ilginç olan, 10 ve 20 heller değerindeki bu paraların bir kısmının üzerinde tedavülde kalacakları tarih de belirtilmiştir.
Malay yarımadasında Kuzey Tayland'ın Nan ve Chiang Mai şehrlerinde 17. Ve 19. yüzyillar arasında kullanılmaya başlanmış “tok” parası gümüş ve bakır karışımından yapılmaktadır. Özellikle hem evlenmelerde, hem de boşanmalarda gelinin babasına 2 adet verilen nan tok ortalama 40 mm çapında, 60 gram ağırlıkta olmaktadır. Paranın bir tarafında horoz kanı, diğer tarafında ise yumurta sarısı kullanılarak elde edilen kızıllık ve sarılık bulunmaktadır.
Mısır, Sümer, Çin mezarlarında bulunan zarlar kumarın çok eski bir tarihi olduğunu göstermektedir. 17. yüzyılda Tayland’ın en önemli toplumsal eğlencesinin kumar olduğu görülmektedir. Kumar o kadar büyük bir seviyededir ki, eşlerini, çocuklarını hatta kendilerini kumar masalarında esir olarak kaybeden kumarbaz sayısı az değildir. Tayland’da kumarhaneler resmi olarak denetlenmeye başladıktan sonra, pi adı verilen porselenden yapılmış çeşitli süslü desenlerde rengarenk kumarhane paraları oyunları daha da cazip hale getirmekteydi.
1849 yılında Kaliforniya’da altın bulunması takriben 300,000 insanın buraya göç etmesine sebep oldu. Bulunan altının piyasaya girişi Amerikan ekonomisini canlandırdı. Ancak oluşan vahşi batı anlayışı, Kaliforniya’nın yerli halkının da hızla yok edilmesine de sebep oldu.
Malenezya' da, Solomon Adaları'nda, Papua Yeni Guinea' da büyük boyutlardaki deniz kabuklarının özel merkezlerde, kum ve bambu gövdeleri ile öğütülmesiyle yapılan kol bilezikleri aynı zamanda önemli bir değişim aracı olarak kullanılmaktaydı. Poata veya Wauri adı verilen bu kollukların bir tanesiyle bir kayık, bir zıpkın veya bir eş satın alınabilmekteydi. Kaliteli bir poata ile 150 kglık bir çuval sago ( palmiye ağacından yapılan bir cins un veya irmik) takas yapılabilmekteydi.
Adını şifreleme birimi olan kriptografiden alan kripto para, sanal ve dijital bir para birimidir. Herhangi bir merkezi otoriteye bağlı olmayan bu para birimini, herhangi bir kurum veya kuruluş yönetemez. Bilgisayar ağında kullanılabilen ilk değişim aracı olan Bitcoin ilk olarak 2010 yılında 25 dolarlık bir pizzanın -bugünkü değeri 400 milyon dolar olan- 10 bin Bitcoin ile satın alınmasıyla kullanıldı.
13-14. yüzyılda uzak doğuda kalay kıymetli maden olarak ticari işlemlerde kullanılmaktaydı. Çinliler kalayın insana şans ve zenginlik getirdiğine inanırlardı. Ayrıca kaplumbağa, balık, horoz, yengeç, bufalo gibi tüm hayvanların sağlık ve zenginlikle ilişkili olduğuna inanıldığından ve zengin madenleri olduğu için kalay ve kurşun karışımı bir alaşımla, Malay Yarımadası'nda Malaka bölgesinde çeşitli ağırlıklarda, çeşitli hayvan tasarımlarıyla paralar basıldı…
Roma İmparatorluğunda dünyanın en eski mesleğinin icra edildiği genelevlerde kullanılmak üzere bakır alaşımdan yapılmış jetonlara spintriae ismi verilmekteydi. 16 farklı tasarımı olan bu madeni fişlerin bir yüzünde farklı cinsel ilişki resimleri, diğer yüzünde ise I - XVI arasındaki jeton numarası yer almaktaydı.
Cehennem parası, Çin’in tedavüldeki paralarını andırmakla beraber, tamamen dini inançlarında bir nevi tapınma olarak, vefat eden yakınlarının cenaze törenlerinde ruhların dahi paraya ihtiyacı olduğuna inanıldığından, yakılarak kullanılmaktadır. Çin ve diğer bazı uzak Doğu ülkelerinde 19. Yüzyıl sonlarından beri uygulanan bir yöntemdir. Erken dönemde kullanılan cehennem paraları 5 veya 10 Yuan değerindeyken, 1944 yılından sonra 10,000 dolar veya daha yüksek değerde basılmaya başlandı.
Düşünsenize, daha kahvenizi bitirmeden kahvenin fiyatı iki misli artıyor. İşte hiperenflasyon bu… Dünya tarihinde en yüksek hipetenflasyon 1944 yılında Yunanistan’da (aylık %13,800), 1923 yılında Almanya’da (aylık %29,500), 1994 yılında Yugoslavya’da (aylık %313,000,000), 2008 yılında Zimbabve’de (aylık %79,6x10 üzeri 9) ve 1946 yılında Macaristan’da (aylık %13,6x10 üzeri 15). Basılan en yüksek değerli para ise Zimbabve’ye ait 15 haneli para…
Swastika bugün Nazi Almanya’sını hatırlatsa da, dünyada kullanılan ilk sembollerden biridir. MÖ 3 binli yıllarda Aryanların istilasından önce Güney Hindistan’ın barışçıl ve gelişmiş kültürünün önemli bir sembolüdür. Hint sikkelerinde zaman zaman kullanılan swastika sembolünün anlamı ise güneşin sürekli dönüşümüdür. Aynı zamanda Budistler için Buda’nın kalbinin mühürü anlamına da gelir…
Çin' de MÖ 220 yıllarına kadar gümüş külçeler yaygın bir şekilde para olarak kullanılagelmiştir. Önceleri dikdörtgen kütük olarak üretilen gümüş külçeler, zamanla üzerileri damgalı ve markalı bir şekilde pabuç şeklinde dökülmeye başlanmıştır. Sycee‘nin anlamı Çince saf demektir. 1,2 ons ağırlığındaki külçelere “tael” adı verilmiş olup, 1/10 tael ile 100 tael arasında külçeler kullanılmış olup, 1933 yılından itibaren bu külçelerin kullanımına yasak getirilmiştir.
19. Yüzyıl ve 20. Yüzyılın ilk döneminde Kongo Cumhuriyetinde ortalama 1 kg ağırlıkta ve 20 cm ebatlarında haç şeklinde, katanga adı verilen döküm bakır alaşım parçalar bir güç sembolüydü ve ticari değişim aracı olarak kullanılmaktaydı. Katanga ismini Kongo’nun zengin bakır madenleri olan Katanga bölgesinden almaktadır. Bu dönemlerde 1 adet katanga ile 10 kg ağırlığında bir çuval un satın alınabilmekteydi. Katangalar “H” ve “X” şeklinde olmak üzere 2 tipi bulunmaktaydı.
Fatimi Devleti 10. Yüzyıl başından itibaren Mağreb’de kurulduktan sonra Mısır ve Kuzey Afrika’ya hakim olmuş ve saltanatları süresince dönemin kaligrafik, sanat ve kültürüne önemli katkılar yapmışlardır. Özellikle altın sikkelerinin güvenilirliğine önem vermişler ve sikke ağırlıklarının kontrolü için yontarak hile yapılamayacak cam tartı ağırlıkları kullanmışlardır.
Tayland’da 13. yüzyıldan itibaren Ayutthaya Krallığında baht ağırlık sistemine uygun olarak, ismi “pod duang” veya “bullet” olarak bilinen, temelinde belli ağırlıklarda altın veya gümüş çubukların iki ucundan eğilerek yuvarlaştırılan ve üzerine farklı damgaların basıldığı para sistemine girildi ve bu uygulama yüzyıllarca devam etti.
19. Yüzyıl sonlarında, Batı Afrika' da zengin demir madenleri olan ve bugün Liberya, Sierra Leone ve Guinea ülkeleri olan Kissi, Loma ve Bandi bölgesinde yabancı ülke kağıt paralarının yanında Kissi paraları da kullanılmaktaydı. Kissi parası ortalama 20 cm uzunluğunda ince demir çubuklarının uçları dövülerek düzleştirilerek yapılmaktaydı. 20 li gruplar halinde birbirine bağlı olarak kullanılıp, örneğin 100 bağ kissi parası ile bir inek, 200 bağ ile bakire bir kadın, 300 bağ ile bir esir satın alınabilirdi.
George Washington’un Başkan olduğu ve Amerika Birleşik Devletler bayrağında sadece 15 yıldız ve 15 şerit olduğu 1794 yılında darbedilmiş olan 1 dolar değerindeki “uçuşan saçlı kadın”lı olarak bilinen gümüş para, 2013 yılında bir müzayedede 10 milyon dolara satılarak dünyanın en değerli sikkesi olarak tescil edildi.
İlk olarak Avustralya’nın 200. kuruluş yılına denk gelen 1988 yılında Avustralya Merkez Bankası, normal kağıt paralardan çok daha güvenli, dayanıklı, ekonomik ve çevreye daha az zarar veren çift yönlü polipropilenden (BOPP) üretilmiş polipren para üretimi ile dünya kağıt para teknolojisinde önemli bir değişiklik başlattı. 1996 yılında Avustralya’nın tüm banknotları polimer paraya dönüşürken, dünyada birçok ülke de bu teknolojiyi paralarında uygulamaya başladı.
Küçük birikimleri değerlendirmek için kullanılan kumbaraların kullanımı MÖ 2. yüzyıldaki antik Yunan yaşamına kadar dayanıyor. Hatta en eski buluntulardan biri Türkiye’de Aydın şehrindeki Priene antik kentinde pişmiş topraktan yapılmış kumbaralar olmuş. Pişmiş topraktan yapılmış seramikler ateşten çıkarıldığındaki portakal rengi bir domuza benzediği için, kumbaralar da “piggy bank” domuz kumbara olarak adlandırılmış. Türk halkı ilk olarak 1928 yılından itibaren T. İş Bankası’nın dağıttığı kumbaralar ile tanışmış.
Çanakkale Savaşı'nın zaferle sonuçlanacağına inanan İngilizler, Osmanlı topraklarını işgal ettikten sonra kullanmak üzere Osmanlıca para bastırmıştı. Askerler, bu paralarla başta İstanbul olmak üzere işgal edilecek Osmanlı topraklarında günlük alışverişlerini yapacaklardı. Ancak mağlup olan İngilizler’in tedavüle sokarak askerlere dağıttıkları bu paraların önemli bir kısmı, batan gemilerle birlikte Çanakkale Boğazı’nın serin sularına gömülürken, kalan kısmı da askerlerden toplandı.
Denizlerde çok yaygın olarak bulunan, cowrie olarak adlandırılan deniz kabukları Çin, Afrika ve Arabistan dahil, dünyanın birçok bölgesinde değişim aracı para olarak kullanılmıştır. Çin’de MÖ 1600 lerden kalan yazıtlarda “cowrielerin bulunması”, “hazinedeki cowrieler”, “cowrie ödülleri”, “cowrie kullanımı” gibi ifadelerin bulunması, cowrielerin dönemin ekonomisini yönlendirdiğinin kesin bir gerçeğidir. Cowrieler para olarak kullanımlarına ilaveten aynı zamanda dekorasyon, takı, süs ve kıyafetlerde de yaygın kullanım alanı bulmuştur.
Yerel ekonomilerin değişim aracı olarak cowrie kullanımını kabullenmesinden sonra, kıtaların iç kesimlerinde yeterli miktarda doğal deniz kabuğu cowrie bulunamaması üzerine, cowrielerin taklitlerinin yapımı başladı. Bu ihtiyacı karşılamak için cowrie temininde insan yapımı olarak kemik, hayvan boynuzları, diğer deniz kabukları, taş, kil, kurşun, bronz, gümüş ve altın gibi maddeler kullanılmaya başlandı.
Tally’ler Doğu Çin’de 1870 ile 1940 lar arasında cash paraların ve diğer bozuk paraların eksikliğini tamamlamak için bambudan yapılmış paralardır. Tally’ler bambu çubukların kabuk zarı soyularak ve dikdörtgen parçalara kesilerek ve üstüne delik açılarak yapılmaktaydı. Bambuların üzerine paranın üretim tarihi, birim değeri, tally’yi çıkartan banka veya şirket ismi gibi bilgilere yer verilmekteydi.
Bugünlerin en yaygın ödeme aracı olan kredi kartı fikri 1949 yılında New York’da lüks bir restoranda yemek yiyen bir müşterinin cüzdanını unuttuğu için ödeme yapamaması ile ortaya çıkmış ve yapılan harcamaların toplu bir şekilde ayda bir ödenmesine imkan vermiştir. İlk olarak kurulan DinersClub’ı, 1957 yılında American Express, 1958 yılında daha sonra Visa ismini alacak olan BankAmericard ve 1966 yılında da MasterCard takip etmiştir. Bugünlerde dünya üzerinde 1,2 milyar aktif kredi kartı ile harcamaların önemli bir kısmında kredi kartı kullanılmaktadır.
1918 yılından itibaren Alman İmparatorluğu, Weimar Cumhuriyeti olarak isimlendirilmekteydi. Bu yıllarda yaşanan politik aşırılık, cinayetler, darbe teşebbüsleri ve I. Dünya Savaşı sonuçları, Almanya’da ekonomik çöküş ve 1923 yalında hiper enflasyon yarattı. Bu dönemde greve giden işçilere ödeme için muazzam miktarlarda basılan paralara Weimar paraları adı verilmiştir.
Dünyanın ilk sikkeleri, MÖ 650 yıllarında Anadolu’nun batısındaki Lydia Krallığı’nda Sartis şehrinde darbedilen electrum adı verilen silkelerdir. %80 altın, %20 gümüş alaşımdan üretilmiş bu sikkelerde daha ileri yıllarda aslan figürü kullanılmış olmakla beraber, ilk baskılarda sikkeler düzensiz boyut ve şekillerde darbedilmiş ve sikkelerin bir yüzünde sadece delgi işaretine yer verilmiştir.
Amerika’da “Nickel” ismi üretildiği malzemeden dolayı 5 cent değerindeki para için kullanılır. 1930 yılında yaşanan büyük ekonomik krizi sırasında birçok banka parasal zor durumdaki müşterilerine hediye vermek ve bozuk para sıkıntısını azaltmak için özel olarak ahşaptan yapılmış 5 centler üretti. O devirde bu para ile soğuk bir içecek alınabilmekteydi. Bu hediyelerin piyasada tutulması üzerine birçok özel şirket de benzer bir şekilde tahtadan yapılmış nickel üretenler kervanına katıldı.
Yüzyıllardır dünyanın kalay maden talepleri büyük ölçekte Endonezya ve Malezya’daki zengin kalay madenleri tarafından karşılanmaktadır. Bu bölgelerde kalaydan yapılmış, kayık veya kano şeklindeki metal parçacıkları da 9 - 13 yüzyıllar arasında yerel ekonomide değişim aracı olarak kullanılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletlerin barış yılı olarak ilan ettiği 1986 yılında kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesini hatıra parası olarak basarak, dünya barışına, uluslararası dostluk ve iyi niyetin geliştirilmesine Atatürk’ün verdiği önemi dünyaya duyurmuştur. Bugün bu anlayışın önemine bir kere daha şahit oluyoruz.
Dünyada ilk kağıt para 1023 yılında Çin’de Song Hanedanı döneminde kullanılmıştır. Uzun mesafeli ticaret çok yaygınlaşmış olduğu bu dönemde ağır madeni paraların taşınması zor ve güvensiz olduğundan, bazı ticaret odaları kendilerine teslim edilen nakit karşılığı, “jiaozi” adı verilen, özel damgalı kağıtlar vererek, bu kağıtları belli süreler sonunda getirenlere nakti geri ödüyorlardı. Daha sonra bu depozito sertifikaları iş adamlarının kurdukları bankalarda da ödenmeye başlandı. Son aşamada da sertifikaların yaygınlaşması ile bu belgeler diğer malların satın alınmasında da kullanılmaya başlanarak, kağıt para kavramı tamamlandı. Ancak belli bir süre sonra yarattığı fiyat artışları nedeniyle kullanımları yasaklanarak, sınırlamalar getirildi.
Avrupa’nın Marco Polo sayesinde kağıt parayla tanışmasından ancak 260 yıl sonra kağıt para uygulamasına başlanabildi. 1660 yılında İsveç’te daha küçük ebatlarda sikke basımı, daha düşük miktarda maden değeri olduğu için halk tarafından beğenilmedi ve halk eski ağır paralarını bankadan çekmeye başladı. Kasasında yeterli miktarda sikkesi olmayan İsveç’in ilk bankası Stockholms Banco para yerine depozito sertifikaları veya kredi belgesi vermeye başladı. Banka bu belgeleri aynı zamanda müşterilerine karşılıksız ve bol miktarda kredi olarak da vermeye başlayınca tedavülde kısa sürede bankanın ödeyemeyeceği boyutlarda depozito sertifikası olmaya başladı. Sertifikaların nakte dönüştürülmesi karşılıksız kaldığı için banka iflas etti ve sahipleri de yargılanarak cezalandırıldı. Avrupa’nın ilk kağıt para macerası başarısız bir şekilde son buldu.
17. Ve 18. yüzyılda İngiltere ve Fransa sık sık birbirlerinin Kuzey Amerika’daki sömürgelerine saldırılar düzenlemekteydiler. 1690 yılında İngilizler’in Quebec’e yaptığı benzer bir saldırı sırasında yenildikleri ve ganimet kazanamadıkları için, İngiliz Valisi askerlerine verdiği sözü yerine getiremedi ve asker ücretlerini ödeyemedi. Bunun üzerine Masachusets İdari Mahkemesi askerlere dağıtılmak üzere idarenin garantisinde kredi notları basılmasına ve bu notların vergi olarak ödenebilmesine karar vererek Amerika’da ilk kağıt para uygulamasını başlattı.
İlk Osmanlı banknotları Abdülmecit tarafından 1840 yılında " Kaime-ı Nakdiye-ı Mutebere " adıyla, bugünkü dille "Para Yerine Geçen Kâğıt", bir anlamda para olmaktan çok faiz getirili borç senedi veya hazine bonosu niteliğinde olmak üzere çıkarılmıştır. Bu paralar matbaa baskısı olmayıp, elle yapılmış ve her birine de resmi mühür basılmıştır. Kaimelerin zaman içerisinde taklidinin kolayca yapılması ve kâğıt paraya olan güvenin azalması nedeniyle 1842 yılından itibaren matbaada bastırılmasına başlanarak, el yapımı olanlarla değişimi sağlanmıştır.
MÖ 700 lü yıllardan itibaren para darbeden Japonya, 1569 yılından itibaren üç metalli para sistemine geçti. 1639-1853 yılları arasında kendilerini dış dünyaya kapattılar ve dünyada altın:gümüş değeri 15 ilken kendileri 5 oranını kullandılar. Dünyaya açıldıktan sonra bu nedenle önemli miktarda altın yurt dışına kaçtı. Öncelikle altın ve gümüş tozlarını koydukları mühürlü torbaları para olarak kullanan Japon’lar daha sonra gümüş külçelere geçtiler. İlk dönemlerde külçelerde düzensiz şekiller kullandıktan sonra gümüş çubuk ve düzgün form kullanmaya başladılar.
Yüzyıllarca kullandıkları paraları Çin’den ithal eden Japon’lar, ilk olarak 1588 yılında altın, gümüş ve bakıra dayalı üç metallı para sistemine geçti. Bu dönemde Japonya’da “Oban” adı verilen tüm kullanılmakta olan sikkelerle kur bağlantılı, 165 gram ağırlığında oval bir altın plaka sikke çıkartıldı. 1695 yılına kadar tedavülde kalan oban altını üzerinde özel bir mürekkeple, paranın birimi, yapan sanatçının adı, hangi dönemin kaçıncı yılında darbedildiği bilgilerinin yanında özel bazı yerel bilgilere de yer verildi.
Roy Lichtenstein Amerikan görsel kültürünün başta gelen sanatçılarından biri olarak pop sanat akımının ilk eserlerini yaratmıştır.
Bazı eserlerinin 165 milyon dolara kadar yükselmiş olan sanatçının 1956 yılında yaptığı Amerikan ve kubist akım karışımı “10 dolar” resmi pop sanat akımının başlangıç resmi olarak kabul edilir. 14 x 28 cm ebadındaki resim, litografi tekniği ile 25 kopya olarak yapılmıştır. Sanat dünyasında para ile ilgili yaratılan en önemli eser olarak kabul edilmektedir.
Bugünlerde sahillerde görüp topladığımız deniz kabukları bir zamanlar zenginlik ve güç sembolü idi. Başta cowrieler olmak üzere, deniz kabuklarını Afrika ülkelerinin sosyal kültüründe uzun yıllar bir değişim aracı olarak kullanıldığını görüyoruz. Cowrielerin dayanıklılığı ve taşımaktaki kolaylılığı para olarak kullanımlarının temel nedeni olmuştur. Bugün Gana’nın para birimi “cedi”nin aynı zamanda deniz kabuğu anlamına gelmesinin nedeni de budur.
Kimilerine göre, Japon’ların İtalyan paralarını düğme olarak kullanmalarından, kimilerine göre o yıllarda çok yaygın olan grev ve boykotlardan, kimilerine göre de hükümetin yeni bir darphane yapımından vazgeçmesi nedeniyle 1975-1979 yılları arasında 50 ve 100 liret bozuk paralar bulunmaz hale geliyor. Bu sıkıntıyı gidermek üzere, önce bankalar daha sonra da birçok yerel yönetim ve şirket bozuk para yerine geçmek üzere “mini-assegni” adı verdikleri kağıt para basıyor. Bu paralar hala koleksiyonerler için bulunmaz birer obje…
NAPOLYON’UN 200. ÖLÜM YILI PARASI
Dünyanın önemli darphanelerinden Fransız “Monaie de Paris”, aynı zamanda önemli bir koleksiyoner olan İmparator Napolyon’un ölüm tarihinin 200. Yılı anısına altın bir sikke darbetmektedir. Sikke 200 Euro nominal değerde olup, Napolyon’un amblemi haline gelmiş meşhur şapkası formunda olacaktır. Sikkenin ön ve arka yüzünde Napolyon döneminin önemli tarihi sembolleri ve sivil ve askeri yaşamına ait ikonik veriler yer almaktadır. Tabii ki sikkelerin satışı daha tedavüle çıkmadan tamamlandı…
17. yüzyılda bakır üretimi ile Avrupa’nın güçlü devletleri arasına girmiş olan İsveç, zamanla mali gücünü kaybettiği için kullandığı gümüş sikkeler yerine, aynı değerde bakır sikkeler darbetmek istedi. Bakır sikkelerle ödenen asker maaşları, Almanya ile yaptığı savaşta sikke değerleri gerçek maden değerlerine düşmesi üzerine 15 kg ağırlıklarında maden değeri de yüksek olan bakır plakalardan yapılan paralar darbedilmeye başlandı. İlk başlarda güvenle kullanılmakla beraber, dünya bakır fiyatlarının da düşmesi, İsveç’in tekrar mali krize girmesi ile neticelendi.
Kanada’nın New France bölgesi 1685 yılından İngilizler tarafından ele geçirildiği 1763 yılına kadar Fransa’nın işgali altında kaldı. Bu dönemde işgal altında çalışanlar, tedarikçiler ve askerlerin maaşları Fransa tarafından yollanan nakit para ile ödenmekteydi. Bu nedenle para dolu gemilerin gelmesi dört gözle beklenirdi. 1600’lü yılların sonunda Fransa Valisi gemilerde gecikme olduğunda iskambil kağıtlarını imzalayarak ve üzerlerine değer yazarak bölgede para olarak kullandırdı. 1714 yılında tedavüldeki iskambil kağıdı paralar 2 milyon livrenin üzerine çıktı.
Kanada’nın Fransız işgali döneminde 17. yüzyılda kullandığı iskambil kağıdı paralarının anısına, Kanada Darphanesi de 2008 yılında iskambil kağıdı hatıra paraları çıkartmaya başladı. İskambil kağıdı gibi dikdörtgen şeklinde, kenarları altın kaplama, gövde kısmı saf gümüşten darbedilen paraların gerçek maden değeri daha yüksek olmasına rağmen, 15 Kanada Doları nominal değerinde çıkartıldı.
MÖ 600 ile MÖ 200 yılları arasında Uzak Doğu’da birçok krallıkta döküm bakır, kurşun, kalay veya bronzdan üzerlerinde değerini gösteren balık veya koyun deseni olan, bıçak şeklinde yapılmış paralar kullanılmış. Efsaneye göre askerlerine ödeyecek parası kalmamış bir Çinli prensin borçlarını bıçağı ile ödemesiyle başlayan bir uygulamanın popüler olmasıyla yaygın bir şekilde yüzyıllarca kullanılmış.
Dünyada genellikle sikke darbında kullanılan metaller altın, gümüş ve bakırdır. 1824 yalında Ural Dağlarında zengin platin madenleri bulunur. 1826 yılında platinden ilk olarak yüzük, kaşık, zincir gibi objelerden sonra 1828 yılında ilk olarak platinden yapılan para çıkartıldı. St. Petersburg darphanesinde üretilen 3 ruble dünyanın ilk platin parası oldu. Platin üretmenin maliyeti düşük olmasına karşılık ergime noktası 1700 derece C olarak, altına göre çok yüksek olduğundan platin para üretimine uzun yıllar devam edilmedi.
İspanya’da 1936 yılında seçimle iktidara gelmiş Cumhuriyetçiler ile İtalyan faşistler ve nazi Almanya tarafından desteklenen muhafazakar Milliyetçiler arasında başlayan iç savaş kısa zamanda piyasaya ilk olarak gümüş sikkeler yerine ucuz metallerden yapılan madeni paraların çıkması ile neticelendi. 1937 yılına gelindiğinde tüm madeni paralar piyasadan yok oldu. Toplumun günlük ihtiyaçlarını karşılaması için belediyeler ve büyük şirketler kağıttan yapılmış, çoğu 1, 2 ve 5 peseta değerinde acil kullanım paraları çıkartmaya başladı.
Yaşadığımız, çalıştığımız alanlar doğa ile uyum içerisinde olursa, bize başarı, şans, refah ve sağlık getireceğine inanılır. Feng Shui antik Çin’de içinde yaşanılan çevrenin, doğal çevre ile uyumlu olması için geliştirilmiştir. Feng shuinin destek verdiği alanlardan biri de zenginliktir. Bunun için önerilen birçok uygulamadan biri de yaşanılan alanın belli bir yönünde uğur getiren para ile ilgili objeler veya para ağaçları bulundurmaktır.
Darphanesi (Royal Canadian Mint) herhalde dünyada yeniliklere en açık, yaratıcı ve koleksiyonerlere saygılı darphanelerin başında geliyor. Star Trek 1966 yılında televizyon dizisi olarak başladı ancak üç sezon sonra sona erdi. Ondan sonraki yıllarda birçok film, TV dizisi, oyun ve obje olarak çok önemli bir akım yarattı. 2016 yılında Kanada Darphanesi bu Star Trek yaratıcılığını, uzay gemini şeklinde bastırdığı 200 dolarlık altın bir sikkeyle unutmadığını gösterdi.
Tarih boyunca savaş dönemlerinde milyonlarca insan kendilerini esir alınmış olarak esir kamplarında bulurlar. Bu kamplardan bir kısmı esirlerin ölüm riski dahil, çok zor şartlarda yaşamalarını zorlarken, bir kısmı daha normal şartlarda barışçıl kamplardır. Bu tip kampların çoğunda hayatın akışını düzenlemek için kampa ait özel paralar kullanılmıştır…
Türkiye’de 1980 li yıllarda, henüz dinci partiler politika sahnesine çıkamamışken, Prof. Necmeddin Erbakan kurduğu partiler ve yaratıcı söylem ve reklamlarla dikkat çekmeye çalışmaktaydı.
Necmettin Erbakan'ın Refah partisi genel başkanı olduğu dönemde Sultanahmet Meydanı’ndaki seçim mitinginde dağıtılan “Taklitçi İkizlerin Parası” olarak adlandırdığı seçim propaganda parası ile dönemin sağ ve soldaki iki güçlü partisini hedef almıştı.
İngiltere, Kelt ve İrlanda topraklarında altın objeler MÖ 2500’lü yıllardan itibaren üretilmekteydi. Bu altın objelerden bir kısmının MÖ 1100’lü yıllarda mal değişim aracı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Zamanla ekonomik aktivitelerin çeşitlenmesiyle, benzer görüntülü bronz, gümüş, bakır ve diğer metal alaşımlı objeler de ticari hayatta kullanılmaya başlandığı görülmektedir.
Cumhuriyetimizin ilk paralarına ilham kaynağı olan Tiftik, bütün dünyaya Anadolu’dan yayılan ANKARA KEÇİSİ' nin ürünüdür. Bu nedenle tiftik keçisi dünya literatüründe Ankara Keçisi (Angora Goat) olarak tanınır. Ancak ilgisizlik, yıllık tiftik üretimimizi 6.000 tondan 200 tona geriletmiştir. Ankara Keçisi varlığımız da yaklaşık 3 milyon baştan 120 bine kadar düşmüştür. 1959 yılında tiftik ihraç değeri genel ihracat içindeki payı % 4,56 gibi çok önemli bir orana ulaşmışken, bugün sıfıra gelmiştir.
Bugün Kongo Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulunan Kuba Kralığı, 17. ve 19. yüzyıllar arasında Afrika'da önemli bir yerel kültür merkezi olmuştur. Özellikle Küba'da üretilen büyük, cesur, tipik, geleneksel tasarımları ve doğal ürünlerden elde edilen boyalarla renklendirilmiş palmiye ağacının rafya dokuma kumaşlar uzun yıllar en önemli değişim aracı olarak kullanılmıştır.
Osmanlı para sisteminde "metelik" olarak tabir edilen bakır 10 ve 5 paralık paraların 1889 yılında tedavülden çekilmesi ile bozuk para sıkıntısı ortaya çıkmış ve kuruşun altındaki ödeme ve alışverişleri imkânsız hale getirmiştir. Öncelikle gelirlerini beş ve on para değerlerindeki mum ve yardımlarla temin eden kilise gibi kuruluşlar bu durumdan etkilenerek çare aramış ve kendi bozuk paralarını kendileri basmışlardır.
Ithaca Saat Parası, Ithaca, New York'ta kullanılan yerel bir para birimidir. 1991'de başlamış ve en uzun süredir devam eden yerel para sistemlerinden biri olmuştur. Bir Ithaca Saat Parası parasının değeri 10 ABD Dolarıdır ve genellikle bir saatlik çalışma için ödeme olarak kullanılması tavsiye edilir. Ithaca Saat Parası ulusal para birimiyle desteklenmese ve ulusal para birimine serbestçe dönüştürülemese de, Ithaca’da yerel ekonomiyi canlandırmak isteyen birçok işletme bunları satın almayı kabul etmektedir.
ASTRONOMİ PARASI
Çinli bilgeler binlerce yıldır astronomi üzerinde araştırmalar yapmaktadır. Yüzyıllar öncesinde bastırdıkları paralarda da bu sembolleri kullanmışlardır… Çinlilerin “Gümüş Nehir” olarak isimlendirdikleri “Samanyolu” 8 cm çapındaki sikkenin ön yüzünde boydan boya uzanmaktadır… Ayrıca sikkenin ön yüzünde birçok gezegen, kuzey yıldızı, doğan ve batan güneş, yönler ve bazı takım yıldızlar bulunurken, arka yüzünde sadece güneş ve aya yer verilmiştir…